O gün, her şey bir anda oldu. İzmir’den Aydın’a seyahat ederken, bir anda araçlar birbirine girdi ve büyük bir gürültüyle her şey karardı. Gözlerimi açtığımda, karım Elif’in yüzü solgundu, elleri titriyordu. Benim durumum hakkında konuşuyordu ama ben sadece kendi nabzımın hızını hissedebiliyordum.
İşte tam o sırada, neredeyse bir mucize gibi, Pamukkale Ambulans ekibi kazayı görmüş ve durmuştu. Ambulansın gelmesini beklemek zorunda kalmadan, profesyonel yardım anında yanı başımızdaydı. Ekipteki sağlık çalışanları hemen müdahaleye başladılar. Ambulansta, acil durum ekipmanlarının seslerini duyabiliyordum; cihazlar, monitörler, hayat kurtaran araçlar…
Acil servise doğru hızla ilerlerken, sağlık ekibinin her bir üyesinin yüzü, hem kararlı hem de teselli vericiydi. Hastaneye vardığımızda, doktorlar hemen beni karşıladı. Sağlık ekibi, beni özenle ve hızla tedavi odasına taşıdı. Orada, zamanında yapılan müdahaleler sayesinde ciddi kalıcı hasarlar önlendi ve yavaş yavaş iyileşmeye başladım.
Bu süreçte, karım ve ben Pamukkale Ambulans ekibinin profesyonelliğine, hızına ve şefkatine hayran kaldık. Onlar olmasaydı, belki de bugün burada olamayacaktım. O gün, Pamukkale Ambulans sadece bir ambulans hizmeti değil, gerçek bir hayat kurtarıcı oldu.
Pamukkale Ambulans’ın her zaman ve her yerde hazır olduğunu bilmek, bana ve aileme büyük bir güven veriyor. Gerçekten acil bir durumda, onların profesyonelliği ve hızlı müdahalesi sayesinde birçok hayat kurtarılıyor. Herkese, özellikle de sevdiklerinizle yola çıkarken, bu tür profesyonel acil sağlık hizmetlerinin öneminin farkında olmalarını öneririm.